29 Eylül 2014 Pazartesi

Değer mi O da Ne ?

Ne demiş Freud; ''Garip değil mi? Bir insana vazgeçilmez olduğunu hissettirdiğinizde, ilk vazgeçeceği kişi siz olursunuz.'' Dünyada ki yaşanmışlıkların en ağırıdır belki de. Biri sizin için değerlidir belki canınızı vereceğiniz kadar, bu değeri hissettirirsiniz. İnsanlık halidir hissettirecek şekilde davranırsınız. Sonra nolur tekme.. Birini sakın kaybetmeye neden olacak kadar çok sevmeyin. Birini kaybetmek istemiyorsanız az sevin. Hatta sevmeyin . Bu dünya öyle bir dünya ki kimse sevilmeyi hak etmiyor. Hak eden de bizi bulmuyor. Sevildiğini anlayan topukluyor.
   Böyle yazıyorum ama bu benim içinde geçerli insanoğlu bu kadar acımasız işte. Seveni sevmeyi bilmiyor. Tamam sevmek zorunda değilsin. Ama gitmek zorunda mısın. Bi teşekkürü de mi çok görüyosun. Senin için kendini kaybeden, her halükarda mutluluğunu isteyen birine bi teşekkür de mi çok. Çokmuş işte. Bazı insanlar için çokmuş. Sevmeyin seviyosanızda belli etmeyin. Sakın demeyin ki dünya üç günlük seven sevdiğine sevdiğini söylesin o iş öyle olmuyor. Seven sevdiğine sevdiğini söylerse seven pişman olur. Sevdiği onu pişman eder çünkü. Hastanelik eder, rezilde eder , mutsuz da eder. Önyargı duvarlarını yıkmaz ve sonsuza kadar bu kişi cepte der. Sizde sevdiğinizle, rezilliğinizle, mutsuzluğunuzla kalırsınız.



26 Eylül 2014 Cuma

Hayat'a

Doğum günün kutlu olsun canım. Bensiz bir yaşına daha gireceksin. Bir yaş daha olgunlaşacaksın .. Hayatının en güzel yaşı olacak belki de.. Büyüyeceksin. Daha mantıklı olacaksın artık. Daha çok sorumluluklar binecek üzerine ama onların altından da kalkacaksın en güzel şekilde. Sen belki de yine bilmeyeceksin yine hissetmeyeceksin ama ben senin arkanda olacağım her zaman, her zaman yanında olacağım. Yeni yaşında da bundan sonraki yaşlarında da. Her zaman iyiliğini isteyen bir insan olacak burada. Seni koşulsuz seven ve iyiliğini koşulsuz düşünen biri. Seni severken bile asla senden karşılık beklemeden seven biri. Sadece senin varlığınla yetinip yaşayan biri. Doğduğun günü dünyada ki bütün güzel günlerden üstün tutan biri. Bu günde, annenin seni kucağına ilk aldığı anda sevindiği kadar sevinen biri.  Belki sen bilmezsin ama doğduğun günü kendine mutluluk günü ilan eden biri var burada. Özel bir gün deyip bütün gün gülen ve senin için dua eden biri. Her gününün doğduğun gün kadar mutlu geçmesini isteyen biri. Seninle merhaba dedim ben hayata. Bazen istemesem de, üzülsem de,  ağlasam da her zaman hayatımda olduğuna sevindim. İyi ki doğmuş bee diyeceğim insanlardan biri. Şairin de dediği gibi ;
Doğum günün kutlu olsun canım / Mutlu olsun benim diğer yarım / Doğumgünün kutlu olsun canım / Yanındayım yerim senin yanın...

23 Eylül 2014 Salı

Araftayım

Arafta olmaktan korktuğunuz oldu mu hiç ? Cennetle cehennemin arasında kalmaktan. Hani iki şeyin arasında kalmaktan. Birini seçsen diğerinde gönlün kalır, diğerini seçsen ötekinde. Ama birinin senin için cehennem olduğuna diğerinin de cennet olduğuna eminsindir. Cehennemin kötülüğü ne yaşayacak olma merakın seni çeker, cennette rahat olacağını bildiğin için seni çeker. Ama aslında hangisinin senin cehennemin olduğuna da emin değilsindir. Araftır bu işte ne olacağını bilmeden arada kalmak. Birini seçtiğinde yaşadığın ufak bir kötü olayda hemen keşkelere yönelirsin ''diğerini seçseydim böyle olmazdı işte'' cümleleri. Kararsızlık. Hele seçmek zorunda kaldığın şeylerden biri geçmişinde kalmaksa anıların seni daha çok çeker kal der. Belki bu anıları başka bir zamanda yaşayamayacaksın. Kaybetmeyi göze alıyor musun der. Yeni olan şey de dürter. Tebdil-i Mekanda Rahatlık Vardır sözünü boşuna söylememişlerdir der. Yeniliğe ihtiyacın var der. Ama sen yeniliğin getireceklerinden korkarsın geçmişte kalmaya karar verirsin. Ama ya geçmiş daha çok canını yakarsa. Yakmaya devam ederse kaldırabilecek gücü kendinde bulabilir misin? İşte ne düşüneceğini ne yapacağını bilemezsin. Ya geçmişte kalıp acısıyla tatlısıyla güzel anılarınla yaşamaya devam edersin. Ya da yeniliği seçer seni bulacak yeni maceraları beklersin.
Sen hangisini seçersin peki olduğun yer mi, yeni yer mi?


Okurken http://www.youtube.com/watch?v=OCi_fZ2r0xA dinleyin ;) Benden size gelsin :)

21 Eylül 2014 Pazar

Mutlu Musun?

Bugünlerde herkesin hayatta tek bir amacı var; mutlu olmak. Peki mutluluk nedir de herkes mutlu olmak ister? Mutluluk bana göre küçük şeylerdir. Hatırlıyorum da Çanakkale yolculuğumuzda çokta samimi olmadığım bir arkadaşım beraber dinleriz diye benim sevdiğim Seksendört grubunun şarkılarını mp4'üne yüklemiş. Benim o grubu sevdiği mi bile bildiğini bilmezken bu yaşadığım olay beni dünyanın en mutlu insanı etti. Bunu yaşayacağım bir sürü olaya değişebilirdim. İşte mutluluk benim için böyle bir şey. İllah çok param olsun, ailem her dediğimi yapsın, sevgilim olsun, arkadaşlarım bana tapsın değil benim için mutluluk. Kimse içinde olmasın. Çünkü insan o kadar basit şeylerle mutlu olabilir ki.. Ama biz napıyoruz hayatın bize çıkardığı ufak bir zorlukta depresyona giriyoruz intihar etmeyi düşünüyoruz kendimizi yerden yere atıyoruz.  Tamam üzülürsün de bu hayat akışını durdurmak demek değil ki. Dünya da milyonlarca büyük dert var.Bunun yerine seni mutlu eden şeylere yönelmek ne bileyim en yakın arkadaşınla buluşup sabahlara kadar gülmek, en sevdiğin kitabı okuyarak hayallere dalmak.. Kendinizi dağıtmak. Mutlu olmak bana göre bu. Siz nasıl mutlu olursunuz?

20 Eylül 2014 Cumartesi

Sizin Muğlak Kaybınız Kim ?

Hayatım boyunca çok şükür ki hiç büyük bir kaybım olmadı. Çok sevdiğim uğruna ölürüm diyebileceğim birini kaybetmedim. Ta ki bugüne bu yıla kadar. Bunu derken ölüm anlamında değil . Var ama yok anlamında. Hayatınızda bazı insanlar olur ya vardır aslında ama sizin için yoktur. Aslında sizin içinde vardır ama o sizin için var olduğunu kabul etmez. Elinizden kayıp gider. Yaşamasına nefes almasına rağmen artık yoktur onu kaybetmişsinizdir. İşte bu muğlak kayıptır. Tıpta beyin ölümü gerçekleşmiş insanlar için kullanırlar. Aslında ölmüştür ama hala kalbi atıyordur. Yani hem vardır hem yoktur. Hayatta bir insanın muğlak kaybı olması kadar kötü bir şey yoktur bence.
 Benim muğlak kaybım da benim için var hatta gözümün önünde ben de şu anlık onun için varım ama bir süre sonra artık benim için de yok olacak. Gidecek çünkü. Benim için var olacak ama belki de o benim adımı bile hatırlamayacak. Belki bir daha görmeyeceğim. Hayatımda hep ''hayatımın bir bölümünde büyük anısı olan var olan ama sonra kaybolan biri'' olarak kalacak. Var ama yok.. Bunun bir insan için zorluk derecesini tanımlayamazsınız. Var olan birini hele de anılarınız da duygularınız da yaşayan birini artık yok saymak artık size hayatın saçmalıklarından biriymiş gibi gelir. Belki de her sabah onu düşünerek uyanırsınız ama o yoktur. Sizi her gördüğünde önemsemiyor olsa bile sonuçta gözünüzle gördüğünüz için var diyebiliyordunuz ama artık cisim olarak bile olmadığı için yok, yok yani o sizin gözünüzün önünde değil. İnşallah kimse muğlak bir kayıpla karşı karşıya kalmaz.
   Benim muğlak kaybım 6 ay sonra beni bulacak, peki ya sizin muğlak kaybınız kim?

15 Eylül 2014 Pazartesi

Hayattaki Etkiler



  Hayatınızın her anında duraksama dönemine girdiğiniz olmuştur. Bir olay yüzünden, bir insan yüzünden ya da kendinize zaman vermek istediğinizden. Bu duraksama dönemlerini benim gibi uzun tutarsanız alışır ve hayatta başka bir şey yapamazsınız. Amacınız kalmaz sürüklenir gidersiniz. Bu durumda nefsinize sahip çıkıp toparlanmanız gerekir. Çünkü o duraksama sizi uçuruma doğru sürükler. Ve sizi kimse kurtaramaz. Bu durumda kendiniz kendinizi toparlanmanız lazım. O olayın kişinin veya zaman vermek istediğiniz şeyin sizi bu kadar ele geçirmesine izin vermemeniz gerek. Ne kadar çok arayı uzatırsanız canınız o kadar yanar. Çünkü yaptığınız her şey artık stabil bir hal alır sizden istenen her şeyi yaparsınız ama odaklanamazsınız, yaptığınız işi sevemezsiniz, bitsede kurtulsak dersiniz, hatta çıkmaza girer bıkarsınız. O yüzden kötüye gitmeden toparlanmak gerek. Hayatın sizin yenmemesi gerek sizin hayatı yenmeniz gerek. Kendinize sahip çıkmanız gerek.

10 Eylül 2014 Çarşamba

Arka-Daş

  Dünya'da aileden sonra gelen, insanın yalnızlığını paylaştığı kavramdır arkadaşlık.
Aileye anlatamadıklarımızı anlatabildiğimiz, bazende yaşıtımız olduğu için bizi en iyi anlayabilecek insanlardır. Çoğu zaman ailemizden, kanımızdan birini kaybettiğimizde bizi teselli edecek hatta ve hatta yokluklarını aratmayacak insanlardır. Bizi seven değer veren insanlar, sevincimizi paylaştığımız birlikte sevindiğimiz, üzüntümüzü paylaşıp teselli edildiğimiz insanlar. Aramıza bir kadın veya erkeğin girmesine izin vermediğimiz insanlar.
  Arka-daşımız bizim arkamızı kollayanlardır. Bizi en iyi bilenlerdir bizim en iyi bildiğimizdir.Arkadaş bir sığınak , bir ev, bir yuvadır. Birlikte gülünecek mutluluk, ağlayacak bir omuzdur. Arkadaşımız bizdir, bendir.
Arka-daş kavramını yakıştırdığımız insan önemlidir.Her önümüze gelen her bize gülümseyen arkadaş değildir. Bu kavramı kullandığınız kişiye dikkat edin . Biri size ''bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim'' dediğinde utanan siz olmayın..




 Bütün can arkadaşlarıma ithafen..


8 Eylül 2014 Pazartesi

Just Autumn

Napsak şimdi. Sonbaharın güzelliğine mi kapılsak, aşık mı olsak, bahar sendromuna mı girsek, okul başladı diye mi üzülsek? Napılır sonbaharda? Eylül'ün ılık gecelerinde yanaklarımızı ılık gözyaşlarının ıslatmasına mı izin versek, yoksa deniz kenarında kahkahalarla mı sabahlasak son kez. Delicesine kitaplar mı okusak, yoksa mutluluğu şiir mısraları arasında mı arasak. Dondurmaları bırakıp kendimizi kahvelere mi versek yoksa eriklerden vazgeçip portakallara mı dönsek. Napsak en güzeli?


Gündüzleri güzelliğine kapılsak, geceleri aşık olsak. Üzüldüğümüzde bahar sendromuna girsek pazartesileri okula üzülsek. Yeri geldiğinde ılık gözyaşlarının yanaklarımızı ıslatmasına izin versek ama ardından hemen kahkalara boğulsak.

 Şiir okuyup mest olsak, kitap okuyup kendimizi kaybetsek. Dondurmalardan sonra kahverlerimizi yudumlasak. Ama en zoruda eriklerden vazgeçsek en güzel turuncuya portakala dönsek. Hüzünün yanında mutluluklarla dolu sonbahar geçirsek. Sonbahar bizim mevsimimiz olsa.. Yağmurda ıslansak. Çıkan yanıltıcı güneşte ısınsak. Ama mutlu olsak her şey istediğimiz gibi olsa. Sonbahar çocuğu olmak sonbaharı evin gibi hissetmek. Sonbahar kimsenin sonu değil kışa güzel bir başlangıç olsa..