
Aşk herkese göre değişken bir duygu bence. Bu duyguyu herkes farklı yaşar. Kimi yemeden içmeden kesilir kimi aşkının etkisiyle atıştırmaya vurur kendini. Kimi ışıldar, kimi sabah akşam ağlar. Göreceli bir kavram anlayacağınız. Acısına gelmek bile istemiyorum çünkü acısına ilaç yok. Ve bu arada insan her şeye aşık olabilir. Bu bir kitap , bir film başka şeyde olabilir.
Aşkı diğer duygulardan ayıran en önemli özellikse aşıkken nefret de edersin . O insanı aslında düşünmek istemezsin ama içten içe aklından çıkmaz. Böyle garip anlamsız gereksiz ama karşılıklı olunca da keyfine doyulmayacak bir duygu işte.. İlk görüşte aşk var mıdır bence vardır. Ama nasıl vardır. Şöyle ilk kez bir insanı görürsünüz o an dış görünüşünden, sergilediği bir davranışından, bir sözünden, bir bakışından etkilenirsiniz. İlk görüşte aşk dersiniz . Bu insan benim için yaradılmış tanımasam bile sanki diğer yarım dersiniz. Ama asıl olay eğer o insanı tanıma şansınız varsa tanıdıktan sonra ilk günkinden daha etkileyici gelir bu sefer sevmeye de başlarsınız. Yani ilk görüşte aşk aslında tanımaya başladıktan sonra aşk tanımına oturur.
Tanıyarak aşkta tamamiyle arkadaş ayağı ... ayağıdır tanımına uydurduğum bir başka çeşit. İlk önce arkadaşsınızdır sonra yavaş yavaş size farklı gelir, sözlerinden anlam çıkarırsınız, hep konuşalım dersiniz falan filan. Yani bence iki türlüde doğrudur. Sonuçta herkes nasıl aşık olduysa o yönü savunur..
Aşk tatlı mıdır acı mıdır derseniz tek bir cümle; Karşılıklıysa tatlı, platonikse acı...
(Karşılıklı olsa bile bazı sorunlar olur derseniz aşkın üstesinden gelemeyeceği tek bir olay yoktur.)