10 Kasım 2016 Perşembe

Kendimi Buldumm!

Kendimi kaybettim bir süre, yoktum olamamıştım. Hislerim, duygularım bir adam tarafından acımasızca köreltilmiş, aşkım bir kor ateş gibi boğazımı yaka yaka yutturulmuştu bana. Etrafıma sahte gülücükler sarf etmekten ibaret hayatım tuzsuz yemek acısız çiğköfte gibiydi. Yani anlayacağınız bir hiçten oluşuyordum. Güçlü rolünü o kadar iyi oynuyordum ki Oscar Leonardo yerine bana verilirdi, zavallı adamcağız yine ödülsüz dönerdi evine. Mutlu olduğumu sanıyordum. Her gün aynı şeyleri yaparak kendimi tatmin ediyordum bir nevi. Günaydın de, gülümse, yemek ye, gülümse, okula git, gülümse gülümse gülümse...

Peki hiç kimse sordu mu sen gerçekten gülümsemek istiyor musun diye?

Hayır!


Peki birinin sormasına ihtiyacım var mıydı?

Hayır!


Sonra fark ettim ki aslında acıyı yutmak en iyi tedavi yöntemiydi. Kendimi bulmuştum, kişiliğim yerine oturmuş bir sabah uyandığımda içimden gelerek günaydın demiştim. Bir de ne fark edeyim gerçekten gülümsüyorum. Makyaj yaparken şarkı mırıldanıyorum, bi arkadaşımı mutlu etmek için onun sevdiği yemeği yapıyorum. Ha bir de o fazlalık beş kilo var ya onu vermek içinde kendimde güç buluyorum :).

Güç demişken o sahte güç yerini gerçek güce bırakıyor. Zaten yerinde olan özgüvenim daha da tavan artık mantığım yerimde, hatta o hislerimi körelten adamın adını bile anmıyorum. Nefret de etmiyorum ama çünkü nefret de bir duygu.

Kendimden memnunum, çevremden de e artık yazılarımdan da mutlu olma zamanı geldi. Bazen melankoli bazen komedi bazen trajedi.

Eski yorumları özledim eski beğenilerimi... Tabi adım da artık blog adım. :)

Yeni yazımda görüşmek üzere. Linkini bıraktığım şarkıyı mutlaka dinleyin. Neler hissetirdi size yorum da atıverin :)

https://www.youtube.com/watch?v=R8DuZJ5-dmA