26 Mart 2015 Perşembe

Yalnız Acı


Yani; Çektiğin acıları en derin sen hissedersin. Ve onların verdiği zarar yetmiyormuşçasına kendini öldüresiye hırpalarsın. Kimse senin acına ortak olmak istemez, kimse seninle uğraşmak istemez. Neden kendi mutluluğunu göz ardı edip senin acınla ilgilensin ki. Yalnızsın işte hep yalnız. Acına gökteki ay bile eşlik etmez. Geceler bile izin vermez koynunda ağlamana. Öyle kahpedir hayat. Öyle acımasızdır insanlar. Ve sen o insanları suçlayamazsın benciller diye, bu hayatı suçlayamazsın kahpedir diye. Çünkü bu senin derdin. Son damlasına kadar acısını çekeceksin. Ağlamaktan şişecek gözlerin. Sana o ağlamaların sonunda mutlulukta vaat edemem. Çünkü yok öyle bir dünya. Acını bir mutluluk dindirmez. Acın, onu çekmen gerektiği kadar çektikten sonra gidecektir zaten. Sonra hissiz bir canavara dönüşeceksin. Bu senin kaderin. O yüzden hayatına devam et. İçinde savaş acılarınla. İçindekiyle içinde savaş. Ve o gülümsemeni eksik etme.

12 Mart 2015 Perşembe

Son Mektup

Sahi ne bu duvar? Aramızda kocaman duvarlar. Bunları neden ördün, neden o duvarları aşmama izin vermedin? Neden o duvarları yıkmaya çalıştığım da ''merak etmiyorum'' cevabınla baş başa bıraktın beni? Aptallıklarım yüzünden mi ? Eğer o yüzdense aptalım evet. Sevdiğim için aptalım. Değer verdiğim için aptalım. Sana anlatmak istediğim için aptalım. Her konuşma ortamında ne diyeceğimi bilemeyerek saçmaladığım için aptalım. Ben hep aptalım. Sana da hak veriyorum. İnsan başına gelmeyince anlamazmış karşısındakini. Başına gelmemiş demek ki. Sevmemişsin kimseyi ölesiye. Bakmaya kıyamadığın biri olmamış hayatında. Şimdi bu cümleler sana saçma gelebilir. Ama bunlar hayatın gerçekleri. Bir gün bi kapıdan içeri girersin ve hayatın değişir. Saçma diye adlandırdığın duygular yaşarsın. Asla yapmam dediğin aptalca şeyler yaparsın. İşte bunlar gerçek, gerçek hayat  bu. Kimse karşılığı olmayan duygular yaşamak istemez. Ama keşke bunlar elimizde olsa. İlk görüşte aşka inanmayan ben hatta aşka inanmayan ben inandım mı evet inandım. Zaman geçtikçe sevmeye de başladım mı evet başladım. Gururumu pas pas yapamam diyen ben yaptım mı yaptım. Olmaz denilen her şey olur. Ve sen geldin bir anda bahar geldi, ve şimdi gidiyorsun bana kalan da iki damla gözyaşı. Gerçekten yine boş konuşuyorum sanırım. Senin ön yargıyla okuyacağın bu satırlarda ne yazarsa yazsın ben yazdığım için anlamsız sana. Gözünde aptal ''mal'' olan birinin kurduğu cümleler saçmadır. Aşka, sevgiye inanmayan birine bunları yazmak ise asıl aptallık budur. Giderken kapıyı kapat da aklım dışarıda kalmasın.

1 Mart 2015 Pazar

Ben Kimim?

  Kınadığımız bazı davranışlar vardır. Asla öyle biri olamam diyeceğiniz insanlar vardır. Kibirli olmam, kaba olmam, insanları eleştirmem dersiniz. Fakat çok sevdiğiniz iki üç insan o insanlardan biriyse onlarla birlikte olmaktan geri duramazsınız. Ve onlarla birlikte olmak sizi yavaş yavaş o istemediğiniz insana büründürür.
  Üzüm üzüme baka baka kararır der atalarımız. Aslında ne doğru bir sözdür. Kimle vakit geçirirseniz yavaş yavaş o kişi gibi olursunuz çünkü. Kibirliyse kibirli, yalancıysa yalancı olursunuz bir anda. O sizin içinizde ki kötülüğü çıkarır. Ona ayak uyduracağım diye benliğinizi kaybedersiniz. Hele ki o insanlardan çevrenizde birden fazla varsa.. Hani filmlerde olur ya bir arkadaş grubu vardır .Herkes onlardan nefret eder davranışlarından dolayı. Ama sadece bir tanesinden edemezler insan gibi davrandığı için. Filmin ilerleyen sahnelerinde o da diğerlerine uyar ve herkesi hayal kırıklığına uğratır. Artık herkes ondan da nefret ediyordur. Hemde hayal kırıklığıyla birlikte. Bu o kişi için çok kötü bir durumdur . Hem olmak istemediği biri gibi oldu, hemde herkes ondan nefret ediyor. Yanındakileri de bırakamaz çünkü onları her ne pahasına olursa olsun seviyor. Sonuçta insan sevdiğinin kötü taraflarını görmez. İşte böyle bir durumda ne yapılacağını bilemiyoruz, bilemiyorum. Çünkü bunun bir ortası yok. Her şeyin dengelisini bulmaya çalışan benim gibi Terazi insanları bile bunun bi ortasını bulamaz. Çünkü bunun ortasını bulmak demek iki yüzlülük olur. Herkese farklı davranmaya başlarsın. Bu sefer iki yüzlü olursun. Peki ya bizi ne kurtaracak bu zamanlarda? Olmak istemediğimiz biri gibi olup sevdiklerimizin yanında kalmak mı, yoksa sevdiklerimizi hiçe sayıp kendimiz olup yalnız kalmak mı? Hangisi yapılır?