
31 Ocak 2015 Cumartesi
Toprak

25 Ocak 2015 Pazar
Görülmeyen Hatalar
Bazı zamanlarda bazı insanlarla neden hala arkadaş olduğunuzu, neden görüştüğünüzü bilemezsiniz. Size onca şey yapmıştır, kalbinizi kırmıştır, arkanızdan konuşmuştur, lafınızı taşımıştır fakat hala kin duyamazsınız. Bi kere kızmışsınızdır ve sonra konu kapanmıştır. Yine bir şey olmamış gibi konuşmaya devam etmişsinizdir. Neden böyle kötülükler yapan insanla hala görüşürsünüz ki? Bağlılık mı, alışkanlık mı, onun yanında kendinizi iyi hissetmeniz mi? Hangisi ? Bence cevap çok net; o kişiyi sevmeniz. Evet o olmasa da yaşarsınız. Ama seviyorsanız yaptığı kötülükleri görmezden gelmeyi biliyorsunuzdur. O da insan onun da nefsi var, hata yapabilir deyip eskisinden bile daha iyi olabiliyorsunuz. Aranızda bir daha o kötü olayların bahsi geçmeden yaşarsınız. Küsseniz küs olmaya dayanamazsınız, hiç görüşmeseniz özlersiniz. Kin tutamazsınız işte. Bütün bunların sebebi de sevmek. Sevmek o kadar güçlü bir duygu ki başkası yapsa öldüreceğiniz hataları görmezden gelmenizi sağlıyor. Böyle de mucizevi. Nasıl anneniz sizi evlatlıktan reddetse bile onu hala sevmeye devam ediyorsanız bu da böyle bir bağlılık. Herkesin hayatında böyle insanlar olmaz. Böyle insanlara sahip olan insanlar şanslıdır. Baya şanslıdır. Çünkü sevmek ve sevilmek herkese nasip olmaz. Anne sevgisi gibi safça birini sevmek zordur. Hatalarını görmezden gelmek zordur. Gölgeler içinde yaşarsınız ama yine de mutlusunuzdur işte. Böyle insanlara sahipseniz hayat size gülüyordur. Ya da gülmüyordur. Ama bence gülüyordur çünkü hatalar görülmeyecek kadar sevmek ve sevilmek güzel şey.
- 11 seneliklerime...
- 11 seneliklerime...
22 Ocak 2015 Perşembe
Tesadüf / Tevafuk
Tesadüf ne demek? Anlamı nedir? Sözlük anlamı rastgele, rastlantı anlamında kullanılan bir kelime olup, içinde insan iradesi olmayan eylemlere denilmektedir. Yani bizim bir etkimiz yoktur, biz istememişizdir birden olmuştur. Pekala böyle bir şey var mı, bizim istemediğimiz bir şeyin olması mümkün mü? Hayır, değil. Bir hadisi şerif vardır; ''Ameller niyete göredir''. İşte tesadüf diye bir şey yoktur aslında. Niyetimizde, bilinç altımızda neyi istersek o olur . İçimizden geçen olur. Bizler de buna aa tesadüf deriz.. Fakat tesadüf değil tevafuktur adı. Uyum içerisinde olan , birbiriyle ilişkili olan, birbirine yakışan şeylerdir. Ve bu tesadüf değildir. Bizim isteğimiz ve uyum doğrultusunda gerçekleşen şeylerdir. Yani birden bire meydana gelmezler. Evren gibi hayatımız da gerçekleşen olaylarda uyum içerisindedir, bizlerde düşüncelerimizle bunu gerçekleştiririz. Bir bakıma düşüncelerimizin, niyetlerimizin yansımasıdır. İyi düşün iyi olsun. Her şey birbiriyle bağıntılıdır. Tesadüf sandığın şey öyle bir şey ile bağıntılı çıkar ki bu uyuma sen bile şaşırırsın. Bir yaprağın bile düştüğü yerde bir hayır vardır. İşte Allah'ın kudreti, düzeni burada kendini gösterir. Yani kısaca tesadüf diye bir şey yoktur, olması gereken olur. Tesadüf ile tevafuk arasında koca bir ''kadere iman vardır'' vesselam.
8 Ocak 2015 Perşembe
Eat, Pray, Love
''Uzun süredir kendimi iyi hissediyordum, mutluydum hiç olmadığım kadar. Huzur, her nefes aldığımda içime doluyordu. Eğlenmeyi öğrenmiştim. Espri yapmayı öğrenmiştim. Mutluydum her anlamda. Beni üzen hiçbir şey yok gibiydi. Sonra bi gece huzurla yattığımda bir rüya gördüm. Bilinçaltım çok hoş olmayan bir şekilde oyun oynadı bana. Sabah uyandığımda her şey yıkılmıştı. Sanki koca bir tsunami gelip uzun süredir inşa ettiğim bu huzurlu hayatı yıkmış gibi. Sanki gözü kalmıştı hayatın mutluluğum da.''
Bu kadar basit işte . İnsanların mutlu olmaları zorken mutsuzluğa yenilmeleri bu kadar basit. Fakat her gün sanki biri ölmüşcesine depresif dolaşmak ne kadar doğru o da tartışılır. Doğuştan hayatlarını mutsuzluğa adamış insanlar var. En acı çekeni benim, en kötü şeyler benim başıma geldi, en çok ben aldatıldım, en çok ben kazık yedim, en en en en.... En kötüleri yaşamaktan gurur mu duyuyoruz ? Yok öyle bir şey herkesin başına kötü şeyler gelir, belki de yaşadığı kötülüğün en'ini yaşamıştır fakat bu kadar umutsuzluğa düşmek doğru değil. Kendini acındırmak hele hiç olur iş değil. Herkes yaşadığı olayın üstesinden gelir. Allah kimseye baş edemeyeceği derdi vermez.. Ama bunu abartıp kendine hayat biçimi edinmiş insanlar var. İki sohbet edemiyorsun artık. Asık suratlar, dertli cümleler.. Her gün olmaz. Senin hiç mi yaşama sebebin yok ailen,arkadaşların,eşin,dostun..Kendinizi motive edin.Kendinizi sömürdüğünüz gibi insanların da enerjilerini sömürmeyin. Pozitiflik deyince akla gelen ilk insan olun. Kimse eğlenmeye giderken ''aman onu çağırmayalım o yine depresyondadır'' diye düşünmesin arkanızdan. Hayat zevkli ve zevkini tamamen çıkarabilecek uzunlukta da değil. Dolu dolu yaşayın.Sevdiğim bir söz vardır , mottom gibi düşünün Eat, Pray,Love (Ye, Dua et, Sev) Filmi ve kitabı da mevcut.
Yemek yiyin. Farklı yemekler. O kadar farklı tatlar var ki dünyada.. Deneyin, kendinizi keşfedin.
Dua edin. İsteyin Allah'tan. Umutsuzlukta, hüzünde, çaresizlikte onunla paylaşın.
Ve sevin.. Ama depresyona girmek için değil. Sevmeyi severek sevin. Sizi şarj etmesini sağlayarak sevin. Ve değecek insanları sevin. Her şeyi sevin yemeği sevin, dua etmeyi sevin, sevmeyi sevin. Hayat severek daha yaşanılabilir bir yer.
Bu kadar basit işte . İnsanların mutlu olmaları zorken mutsuzluğa yenilmeleri bu kadar basit. Fakat her gün sanki biri ölmüşcesine depresif dolaşmak ne kadar doğru o da tartışılır. Doğuştan hayatlarını mutsuzluğa adamış insanlar var. En acı çekeni benim, en kötü şeyler benim başıma geldi, en çok ben aldatıldım, en çok ben kazık yedim, en en en en.... En kötüleri yaşamaktan gurur mu duyuyoruz ? Yok öyle bir şey herkesin başına kötü şeyler gelir, belki de yaşadığı kötülüğün en'ini yaşamıştır fakat bu kadar umutsuzluğa düşmek doğru değil. Kendini acındırmak hele hiç olur iş değil. Herkes yaşadığı olayın üstesinden gelir. Allah kimseye baş edemeyeceği derdi vermez.. Ama bunu abartıp kendine hayat biçimi edinmiş insanlar var. İki sohbet edemiyorsun artık. Asık suratlar, dertli cümleler.. Her gün olmaz. Senin hiç mi yaşama sebebin yok ailen,arkadaşların,eşin,dostun..Kendinizi motive edin.Kendinizi sömürdüğünüz gibi insanların da enerjilerini sömürmeyin. Pozitiflik deyince akla gelen ilk insan olun. Kimse eğlenmeye giderken ''aman onu çağırmayalım o yine depresyondadır'' diye düşünmesin arkanızdan. Hayat zevkli ve zevkini tamamen çıkarabilecek uzunlukta da değil. Dolu dolu yaşayın.Sevdiğim bir söz vardır , mottom gibi düşünün Eat, Pray,Love (Ye, Dua et, Sev) Filmi ve kitabı da mevcut.
Yemek yiyin. Farklı yemekler. O kadar farklı tatlar var ki dünyada.. Deneyin, kendinizi keşfedin.
Dua edin. İsteyin Allah'tan. Umutsuzlukta, hüzünde, çaresizlikte onunla paylaşın.
Ve sevin.. Ama depresyona girmek için değil. Sevmeyi severek sevin. Sizi şarj etmesini sağlayarak sevin. Ve değecek insanları sevin. Her şeyi sevin yemeği sevin, dua etmeyi sevin, sevmeyi sevin. Hayat severek daha yaşanılabilir bir yer.
4 Ocak 2015 Pazar
İstemek ve Almak
Hayallerinizi gerçekleştiremeyip, yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmak zorunda kalabilirsiniz bazen. Bazen ilgi alanlarınızdan tamamen farklı alanlara yönelmek zorunda kalabilirsiniz. Hayalini kurduğunuz şeyleri başkalarının yaptığını görüp o kişilerin yerinde olmak isteyebilirsiniz. Hatta o işi o insanlardan daha iyi yapacağınızı farkedebilirsiniz. Hayatın insanı nereye sürükleyeceği belli olmuyor işte. Şartlar yüzünden istediklerinizi yapamayabilirsiniz. Hayallerinizden vazgeçebilirsiniz. Ama çok isterseniz, içinizde gelerek isterseniz öyle şeyler olur ki siz bile şaşırırsınız. İstemek, istersiniz ve olur. İsteyin..
2 Ocak 2015 Cuma
Neden Yazıyorum?
En iyi terapidir yazmak. Yazarken rahatlarsınız. Dış dünyaya söylemek istemediklerinizi, söyleyemediklerinizi haykırırsınız. Bağırırsınız yazılarınızda, kızarsınız. Belki ağlar belki de gülersiniz. Bazen kurgularsınız olmayan şeyleri olmuş gibi yazmak kafanızı dağıtır. Yeni maceralar yaratırsınız kafanızda, o kadar farklı şeyler yazarsınız ki siz bile şaşırırsınız bazen cümlelerin nereden geldiğine. Yazmak terapidir. Yazmak mutluluktur. Yazmak rahatlamaktır. Her anlamda.. Hele yazdıklarınızı okudunuz mu tamamdır? Nerede yanlış yaptığınızı görürsünüz bazen. Bazen elinizdekilerin kıymetini anlamanıza yardımcı olur, bazen de aslında fazla ödün verdiğinizi görürsünüz. Kendinizin aynasıdır yazmak. Yazmak mucizedir. Yazmak duadır. Bize, insanlara bahşedilmiş en güzel şeydir belkide. 2004 yılından beri yazıyorum. Sadece yazıyorum ve mutlu oluyorum. Blogum benim için rahatlama yeri. Kendimi ifade edebildiğim, insanlarla paylaşabildiğim yegane yer. Yazın ve okuyun pişman olmayın.
Etiketler:
mutluluk,
neden yazıyorum,
rahatlamak,
terapi,
yazmak
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)